T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
TRABZON / ARSİN - Atatürk Ortaokulu

Ergenin Öfkelenmesi

ERGENİN ÖFKELENMESİ



Sevgili Anne ve Babalar,

Ergenlik, bireyin içinde bulunduğu toplumun onu artık bir çocuk gibi görmeyi bıraktığı, fakat yetişkin rolü ve işlevinin tümüyle verilmediği bir yaşam dönemi olarak nitelendirilebilir. Çocukluk dönemindeki dengeli ve uyumlu kişi, yerini oldukça tedirgin, zor beğenen, çabuk tepki gösteren gence bırakır. Çabuk sevinir, çabuk üzülür, çabuk öfkelenir. Her şeyi sorun yapar. Tepkileri önceden kestirilemez olur.

Ergenlik dönemi bilişsel gelişim demektir, yani soyut düşünceye geçiştir. Artık anne-babanın söylediği her şey önceki dönemdeki gibi sorgusuz sualsiz kabul edilmez. Ergenlik döneminde bulunan genç kendi iç dünyasını keşfetmeye başlar. Kendi öznelliğini kazanmak ister. Onun için bağımsızlık en ideal olur. Bu idealin önündeki en büyük engel olarak aileyi görür. Artık ergenin çocukluk döneminde olduğu gibi saf bir inancı yoktur. Hayatın eleştirel sentezi , ilk kez ergenlik döneminde başlar. Bu eleştirel yaklaşım her alanı etkiler. Bu dönemde ortaya çıkan değişikliklerde hem hem çevrenin, hem de aile ve okulun çok dikkatli olması gereklidir. Ergenlik döneminde gençlerden gelen istekler ve yeni arayışlar bir anlamda aile sisteminin değişmesine , ailedeki güç dengesinin sarsılmasına yol açar. Her zaman olduğu gibi aile içindeki değişmeye karşı anne-baba , eski dengesini ve eski otoritesini kurmak için çaba gösterir ve ergenin arzularına karşı direnebilir. Anne-babadan özellikle davranış , tutum ve ilgiler bakımından bağımsız olmaya girişen ergenler, genellikle önceden izin almadan, ardından da ayrıntılı rapor vermek zorunda kalmadan bir şeyleri arkadaşları ile birlikte yapmak isterler.Genellikle odasının kapısına "Özel Mülkiyet", "Uzak Durun" levhaları astığını belirli sürelerde anımsarsınız.Ergenler, anne ve babaları onların üzerinde otorite kurmaya kalkıştığında sıklıkla baş kaldırırlar.Ama anne-babaları onları sorumlu yetişkin gibi davranmaya yüreklendirdiğinde, bağımlıklık göstermeye çalışırlar.

Ergenlik dönemi dengesiz ve düzensiz bir evredir. Bu evreye "gence hiçbirşey anlatılamadığı için, anlatma çabasının yoğun olduğu bir dönem" olarak açıklanabilir. Dönem, bir çelişkiler dönemidir.

Yalnızlıktan duyulan hazzın yanı sıra bir gruba katılma özlemi, yetişkini hor görme ama ona dayanma; endişe ve umutsuzluğa karşın geleceğe coşkuyla yöneliş bu çelişkilerin en belirginleridir. Bu evrede duyguların şiddet kazandığı görülür. Bunlar sinirlilik, öfke, bağırma, herşeye karşı gelme gibi özelliklerdir. "İstediğim gibi giyinip gidemiyorum, bu okuldan hoşlanmıyorum.", "Çok çalışıp, bütün sorulara cevap verdiğim halde yine zayıf aldım, hep bunlar öğretmenim yüzünden." "Neden hep onun istediği yere gidiyoruz, gitmeyeceğim artık." Bu cümleler farklı kişilerin ağzından çıkmış, ama her birinin ortak bir yanı var: ÖFKE...

Öfke, enerjinin açığa çıkması olarak ele alınabilir.

Öfke de tipik üzüntü ve mutluluk gibi bir duygudur. Öfkeli olduğumuz zaman mantıklı iletişim kurmamız hemen hemen olanaksızdır. Öfke iki temel nedenle ortaya çıkabilir.Bu nedenlerden birincisi bireyin kendisinden , ikincisi de karşısındaki birey(ler)in onda oluşturduğu duygulardan kaynaklanabilir. Genellikle öfkeye yol açan nedenler arasında ; engellenme, haksızlığa uğrama, fiziksel ve psikolojik incinme ve yaralanmalar, tacize uğrama , hayal kırıklığı , saldırıya uğrama, tehditler sayılabilir.

Çocuklukta öfke duygusunu yaratan durum ve olaylara bu duyguların dışa vurumu anne-baba ve ailedeki diğer yetişkinlerin taklit edilmesi ile öğrenilir.

Öfkenin her durumda dışa vurulmasının olumlu bir davranış olamdığı yine aile ve yakın çevrenin etkisi ile çocuğa ve ergene kazandırılır. Böylece ergen öfkesini ne zaman, kimlere karşı dışa vuracağını , ne zaman da bastıracağını bilerek yetişir. Anne-babası ile olan ilişkisinde bağımsız isteklerinin etkilenmesi, baskıcı otoriter davranılması, evdeki yasaklar ergeni öfkelendirir. Gururun zedelenmesi hem üzüntü ve kırıklık yaratır hem de öfke doğurur. Gençlerin sık sık yaşadıkları bir sorundur; çünkü kontrol etmeyi henüz öğrenememişlerdir. Öfke çabucak alevleniyorsa, kaygılanacak birşey yokmuşcasına hızla söner. Öte yandan öfkenin altında yatan kırgınlık duygusu paylaşılmazsa en ufak bir kışkırtma sorunların yeniden yaşanmasına neden olabilir.

Öfke duygusuna saldırganca davranışlar gösterme tepkisi eşlik edebilir. Bazı ergenler öfke ve düşmanlık duygularını ya kendilerine yöneltebilirler ya da kendilerini daha güçlü hissettikleri çevrelerde daha güçsüz kişilere yansıtabilirler. Olumlu ya da olumsuz her öfkenin de bir ömrü vardır. Ancak öfkenin bu tatsız süresini kısaltmak ve onu daha iyi anlamak için tüketilmesi gerekir.

Bu nedenle ergenin , kızgınlığını neyi tetiklediğini bulması ve başa çıkabileceği stratejileri geliştirmesi gerekir. Öfekeyi doğru ifade etme becerisini kazanmaya "Öfke Kontrolü" denir.Öfke kontrolünde temel amaç ; saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen kişinin kendisine ve çevresine zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır.

Ergenin duygusal bağımsızlığını kazanma sürecinde öfke kontrolünü sağlaması tek taraflı yeterli değildir. Ancak ebeveyn de aynı ergen gibi yaşayabileceği öfke ile başedeblidiği takdirde olumlu etkilenecektir. Öfkenizin gerçek kaynaklarına odaklanmayı öğrenin. "Bu durumda öfkelendiren şey?", "Burada asıl sorun ne?", "Ne düşünüyor ve hissediyorum?", "Değiştirmek istediğim ne?" gibi soruları sormak yerinde olacaktır. İletişim becerilerini kullanın. Bu söylediklerimizin duyulması ve farklılıkların tartışılması şansımızı arttıracaktır. Bazı ilişkilerde sakin ve suçlamalardan uzak olmak, uzun soluklu bir değişim yaratmak açısından çok önemli olabilir.

Açık ve etkin bir iletişim kurmak koşulların iyi olduğu durumlarda bile oldukça güçtür. Öfkelendiğinizde ise daha da güçleşir. Duyguların yoğun olduğu durumlarda sakinleşmeyi ve yakındığınız etkileşimlerde oynadığınız rolün ayrımına varmak üzere biraz geri çekilmeyi öğrenmelisiniz. Farkına varmadan çok sık kullandığınız ve sizi kızgınlık duygularına hazırlayan, "asla ! " ya da "her zaman" gibi sözcükleri zihninizde yakalamaya çalışın. Bu tür sözcükler kızgınlık duygunuzda haklı olduğunuzu düşünmenize yol açar ve problemin çözümüne katkıda bulunmaz.

Kendinize öfkeyle hiçbir şeyi çözemeyeceğinizi, bunun kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olmayacağını, hatta kendinizi daha da kötü hissedebileceğinizi unutmayın.

Mantık öfkeyi yener, çünkü haklı bir nedene bağlı olsa da çok çabuk mantık sınırlarını aşabilir. Bu yüzden öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının.Öfke kontrolünü öğreten pek çok yöntem vardır. Doğru yöntem kişiden kişiye değişir. Doğru yöntemi belirlerken ; kişinin kendi kişiliğine , yaşam tarzına uygun olanı seçmesi ve seçtiği yöntemi uygularken günlük yaşamında fazladan sıkıntı hissetmemesi göz önüne alınmalıdır.

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 05.01.2013 - Güncelleme: 18.03.2019 10:53 - Görüntülenme: 2109
  Beğen | 0  kişi beğendi